17 Aralık 2011 Cumartesi

Kayıp Notlar - 5


Saat sabahın 5'i. Havada tatlı bir soğuk var. İskelede oturmuş otobüsümü bekliyorum. En azından birkaç gün kafa dinlemek için ailemin yanına gidiyorum. Yapacağım şeyin karşısında aileme sığınmak işe yarayacak mı bilmiyorum ama denemeye değer. Yanımda birilerinin olmasını istiyorum. Otobüsü beklerken yanıma bir kız oturdu. Bana ateşim olup olmadığımı sordu. Benden olumsuz cevap alınca başka bir yerden ateş buldu. Bir süre sonra sohbet etmeye başladık. Bu yazıları kaç kişinin okuyacağını bilmediğimden ve gizlilik ilkelerine saygımdan adını burada yazmayacağım. Kız Çanakkale'de yaşamaya başladığı için erkek arkadaşı tarafından terk edilmişti. O da sadece onun karşısına dikilmek için sabahın 6'sında şehir dışından gelen misafirini evde bırakıp ilk otobüse yetişmek için taksiye atlamış. Tüm bu çılgınlıkları yapmasındaki sebebi tek bir kelimeyle açıkladı. "Seviyorum" dedi. Çocuğun kötü yanlarından bahsetti durdu. Ama yine de seviyorum dedi. Alkolün de etkisiyle "seviyorum" kelimesini biraz fazla kullanıyordu ama yine de ona imrendim. Her ne olursa olsun duyguları için mücadele ediyordu. Bense tek başıma yaptığım boş mücadeleyi sonlandırmak için her şeyi yok etmeye gidiyordum. Yolun sonlarına doğru kız alkolün etkisinden çıkmaya ve benim gibi her şeyi yok etmeye gidiyordu...

Evet doğru duydun. Her şeyi yok etmeye gidiyorum. Cesaretini yitirmiş birisini sonsuza dek bekleyebilirim. Cesaretini yeniden kazanması için elimden geleni yaparım ama inancını yitirmiş biri için elimden bir şey gelmez. Başkaları cesaretini kırabilir hatta cesaretini tarihe gömebilir ama sen izin vermedikçe kimse inancını yok edemez. Yeri geldi senden nefret ettim. Yeri geldi senden tiksindim. Yeri geldi şimdi olduğu gibi sana deliler gibi aşk besledim. Ama asla inancımı yitirmedim. Artık yapmayacağım. Başkasının kollarındayken aşkımızdan bahsetmeni dinlemeyeceğim. Seni içimden çıkarmak canımı yakacak ama senin inançsız halini izlemek kadar yakmayacağından eminim. Bana verdiğin o unutulmaz doğum günü hediyesinden sonra senden nefret etmek istedim. Dünyadaki hiçbir şeyden etmediğim kadar çok nefret etmek istedim senden. Ama sonrasında hala yıllardır yaptığım şeyi yapmaya çalıştığımı fark ettim. Nefret de bir duygu. Aşkın gölgesi gibi bir şey nefret. İstediğim bu değil. İstediğim yok etmek. Her şeyi yok etmek. Hayallerimizi, anılarımızı, çocuklarımızı koyduğumuz o şehri yerle bir edeceğim. Aramızda yıllardır yok edemediğim o bağı yok edeceğim. Başarır mıyım bilmiyorum ama bunun için her saniye mücadele edeceğim. Uğruna kendimi yok etmem gerekse bile o bağı yok edeceğim. Muhtemelen de öyle olacak ama umurumda değil. Umurumda olan tek şey o bağı yok etmek.

Dün gece yatmadan önce kucağında yeni doğan yeğeninle çekildiğin fotoğrafı gördüm. Yıllardır hayalini kurduğum sahneyi gözlerimin önünde gördüm. Bütün gece ağladım durdum artık yalan olan bir hayal için. Bundan sonraki her günüm ve gecem bunun gibi güzel hayallerimizi ve anılarımızı yok etmekle geçecek. Elveda sevdiğim. Elveda aşkım. Elveda kelebeğim. Elveda Elanor'um...